Culpa post pactum perfectum veya sözleşmenin art etkisi, sözleşme sona erdikten sonra taraflardan birinin kusurlu davranışını ifade etmektedir. Dürüstlük kuralı, Roma Hukuku’ndan bu yana karine olarak varlığını sürdürmüştür. Önceleri iyi niyet kuralı ile birlikte bona fides ilkesi kapsamında tanımlanan dürüstlük kuralı Türk Medeni Kanunu m.2’de düzenlenmektedir. Tarafların salt sözleşme görüşmeleri yaptıkları safhada dahi güven ilişkisi kurdukları ve bu ilişkinin ihlalinin culpa in contrahendo kapsamında borca aykırılık olarak değerlendirilmesi gerektiği çoğunluk tarafından kabul edilirken, sözleşme görüşmeleri yaptıktan, sözleşme kurulduktan ve ifa edildikten sonra dürüstlük kuralına aykırı davranışların culpa post pactum perfectum kapsamında borca aykırılık olarak değerlendirilmesi şüpheye yer bırakmamalıdır. Zira güven ilişkisi bu durumda çok daha belirgindir.
Culpa post pactum perfectum sorumluluğunun hukuki niteliğinin yanı sıra şartları, örnek teşkil etmesi adına vekilin sır saklama yükümlülüğü ve tazminat kapsamına değinilecek olup, culpa post pactum perfectum sorumluluğunun culpa in contrahendo’nun sözleşme sonrasındaki izdüşümü olarak anılması sebebiyle, culpa in contrahendo’ya ilişkin ileri sürülen görüşlerden yararlanılarak sözleşmenin art etkisine ilişkin açıklamalar yapılacaktır.
Culpa post pactum perfectum, also known as post-contractual impact, represents the faulty actions after the termination of the contract. The fair dealing principle has served as a presumption since Roman law. The fair dealing principle, which was early on regulated along with the good faith concept under the principle of bona fides, is set forth today within the Article 2 of the Turkish Civil Code. It is beyond doubt, in the regard of the majority opinion accepting the establishment of a trust relationship for the negotiation phase of the contract and the necessity of interpreting the violation of this relation as obligation breach within the context of culpa in contrahendo, that the interpretation of fair dealing infringements intervening in the sequel of the negotiation, conclusion and fulfillment of the contract ought to be in the favor of obligation breach within the scope of culpa post pactum perfectum, in view of the fact that the trust relation is more prominent in this case.
In the present article we examine, alongside with the legal character of culpa post pactum perfectum liability, the conditions to invoke it, attorney’s duty of confidentiality to serve as exemplification and the scope of the compensation, making explanations on the post-contractual effects with reference to the alleged opinions concerning culpa in contrahendo, in the consequence of reviewing culpa post pactum perfectum as its post-contractual projection.