Hukuk devleti, bir devletin hâkim olduğu toplum üzerindeki egemenlik kudretinin hukuk kuralları çerçevesinde sınırlandırıp sınırlandırılmadığı üzerinde doğan bir kavram olmuştur. Hukuk devleti ilkesi ve bu ilkeyi sağlayacak olan alt ilkeler, Batılı devletlerde ve Türk-İslam toplumlarında farklı şekilde gelişmiştir. Ancak temel olarak mutlak güce sahip iktidarın sınırlandırılması ve kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasına dair gelişen hukuk devleti ilkesi Osmanlı Devleti’nde de gelişimini göstermiş, hatta her iki hukuk anlayışının kesişim noktası haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de öncülü olan Osmanlı Devleti, uzun zaman içerisinde kadim Orta Asya gelenekleri ve şer’i hukuk çerçevesinde hukuk kurallarını ortaya koyarken Tanzimat devrinde bu durum kısmen değişmiş ve Avrupalı devletlerin hukuk anlayışları da örnek alınmaya başlanmıştır. Bu durumun son örneği de Kanun-ı Esasi olmuştur. Kanun-ı Esasi ile bir anayasaya sahip olan Osmanlı Devleti, 1909’da yaptığı değişikliklerle modern ölçütlerle hukuk devleti ilkesini sağlama konusunda önemli bir zirve noktası oluşturmuştur. Bu bağlamda Osmanlı’dan sonra yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’ne öncülük etmiştir.
The rule of law has been a concept born on whether the sovereign power of a state over the society in which it is dominant is limited within the framework of the rules of law. The rule of law principle and the sub-principles that will ensure this principle have developed differently in Western states and Turkish-Islamic societies. However, the principle of the rule of law, which was basically about the limitation of the absolute power and the protection of individual rights and freedoms, showed its development in the Ottoman Empire and even became the intersection point of both understandings of law. While the Ottoman Empire, which was also the predecessor of the Republic of Turkey, put forward the rules of law within the framework of ancient Central Asian traditions and shar'i law in a long time, this situation partially changed in the Tanzimat period and the understanding of law of European states began to be taken as an example. The last example of this situation was Kanun-ı Esasi. The Ottoman Empire, which had a constitution with Kanun-ı Esasi, created an important peak in providing the rule of law with modern criteria with the changes it made in 1909. In this context, he pioneered the Republic of Turkey, which would be newly established after the Ottoman Empire.